ALTAY TANK- ATAK HELİKOPTER VE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ. Gerektiğinde Analar Varsın Ağlasın

Gazeteler, televizyonlar Türk malı ATAK HELİKOPTER örneği yapıldığını, marifetlerinin, “benim” diyen Rus ve Amerikan Helikopterlerinden çok üstün olduğunu, pilotlarımızın gökyüzünde adeta akrobatik hareketler yaptığını anlatıyor.
Gurur duymamak olanaksız.
Zira 29 sene üzerimde taşıdığım asker elbisesiyle de gurur duyarken, bir çok silah araç ve gerecin yabancı olması bizi utandırırdı.
Yıllarca Tankçı olarak askerlik mesleğini icra ederken çocuğumuz gibi baktığımız tanklarımızın arızası çıktığında, Amerika’dan getirttiğimiz 50 liralık yedek parçanın 500 dolara getirildiğini duyunca, nasıl sömürüldüğümüzü öğrenir, yüreğimizden isyan ederdik.
Bizim hükümetlerimiz bu konuların üzerine neden gitmiyor, neden uyuyor, biz bunları yapanlardan daha mı akılsız mıyız” diye hayıflanırdık.
Hatta idarecilerimizden şüphe ederdik.
Kahrolurduk.

Şimdi ALTAY adını verdiğimiz Tankları yapmaya başladığımızı duyunca, sevinçten gözlerim yaşardı.
50 yıldır beklediğimiz bir müjde idi bu haber.
Demek ki yapabilirmişiz.
Demek ki ihmal edilmişiz.
Atatürk’ün kurduğu Uçak fabrikamız, Mamak’taki Gaz Maskesi Fabrikamız dalavereli oyunlarla kapatıldı.
Amerika bu fabrikaların kapanması için, “biz size bedava veririz” dedi.
Gerçekten verdi de.
Ama sonra ambargolar koydu.
Gerisi gelmedi.
Hatta kötü geldi.
Demek ki artniyetli bir yardımda bulunmuşlar.
Bazı ülkelerin ordusu ile birlikte sivil halkına da yetecek kadar Gaz Maskeleri varken, bizim askerlerimize bile yetecek kadar Gaz Maskemiz yok idi (şimdi tamamlandıysa onu bilemem).

Bu olumsuzlukların müsebbibi kim? =Gelmiş geçmiş hükümetlerimizdir.

Öyleyse “SEZARIN HAKKI SEZARA”
Bu hükümet Tankı, Helikopteri, insansız uçağı TÜRK damgasıyla yapacaksa, başaracaksa, milletimiz adına minnet duyarız.
İnşallah palavra olmaz, gerisi de bir engele takılmadan sonuçlanır.

KENDİ VATANIMDA İSMİMİ AYAKLAR ALTINDA GÖRDÜM:

Fakat bütün bunları başaran Cumhuriyet Hükümeti’mizin Başbakanı Erdoğan öyle bir laf etti ki, üstümden soğuk sular döküldü.
BAŞBAKANIN GÖSTERDİĞİ BAŞARILARIN HİÇ BİRİSİNİ GÖRMEZ OLDU GÖZLERİM.
Çünkü bütün başarılar, Türk Milletine yapılan bu ağır hakaretin altında kaldı.
29 sene huduttan hududa tayin olup koşarken duyduğum milliyetçilik duygularıyla dolu olmanın verdiği moral beni başarıya götürüyordu.
Her kökenden kahraman askerlerimin Türk Milleti mensubu olmanın onurunu taşımasını sağlardım.
Askerlerim Türklüğü öyle de gururla sahiplenirlerdi ki, Lazı, Kürdü, Gürcüsü, Abazası, Acarası, Arnavutu, Boşnakı, Romanı, hatta Rumu, Yahudisi, Ermenisi, kökeni ne olursa olsun hepsi de, Türk Milleti mensubu olmanın şevkiyle ve “Allah Allah” nidalarıyla savaş tatbikatı yaparlardı.

Allah Korusun, bir savaş halinde tekrar döneceğim ordu saflarında ben askerlere komut verirken, milliyetten bahsetmeyeceğim de, ümmetten mi bahsedeceğim, hangi duyguyla onları kahramanca savaşa teçhiz edeceğim?
Geçmişte cinsi cibilliyeti tamamen Kürt kökenli olan bir Başbakanımız vardı, Ferit MELEN. O sevimli doğu şivesi ile konuşurken apaçık Kürt kökenli olduğu anlaşılan bir Türk Başbakanı idi.
Türk milliyetçiliği, Türk birlik ve beraberliğinden taviz vermeyen bir konuşmasını hatırlarım.
Halkımızın tek ve yekvücut halk olduğunu dikte ederdi.
Bu eli öpülesice büyük devlet adamı Türk ırkçısı bir faşist mi idi?

TÜRKİYE’DE YAŞAYAN HERKES TÜRK ADI ALIR,
DİLİ, DİNİ KÖKENİ HERŞEYİ ONDA KALIR.

TÜRKÜM” DİYEMEYENLER TC KİMLİK TAŞIMAZ,

TAŞIYORSA, KAHPECE DİNİ IRKI KAŞIMAZ!

Benim kökenim de değişik.
Atalarım Rus işgalinden dolayı Batum’da malını mülkünü bırakıp Anadolu’ya sığınmışlar.
Anadolu insanı atalarıma bağrını açmış, sofrasını paylaşmış, atalarım bu orduda asker olmuş, subay olmuş, general olmuş, bakan olmuş, başbakan olmuş.

ARAP ACEM KÜRT GELMİŞ, GÖSTERMİŞ TÜRK’LE BİRLİK,
HER TÜRLÜ MESLEK YAPMIŞ, SAĞLAMIŞ BÜYÜK DİRLİK.
KİMİSİ PAŞA OLMUŞ HATTA CUMHURREİSİ,
BİN YILDIR BERABERİZ RUM’UYLA ERMENİ’Sİ.

Öyleyse Türklerin kendisiyle birlik olanları kendilerinden ayrı tutmadıkları ortadadır.
Atalarım, ayrımcılık görmedikleri için, en samimi duygularıyla “biz Türküz” demişler.
Dedelerim, ninelerim bana aynen böyle anlatmışlardı.
Demek ki benim atalarım Acar kökenli Türk.
Bende Acara kökenliyim. Yada filanca kökenliyim.
Ama bu topraklarda yedim, içtim, nefes aldım.
Burada yoğruldum, 2 tane dedemin babası bu vatan için can verdi, şehitlik mertebesine erdi, öyleyse demek ki bende kökenim ne olursa olsun, o kökenime de saygı çerçevesinde Türk oğlu Türküm.
Ben önce bu vatanımızın gelişmesi ve savunması için yaşıyorum.
Aksini iddia etmek, beni kendilerinden ayırmayan her türlü makamı benimle paylaşan, bana güvenen bu asil millete ihanet olacağı düşüncesindeyim.
Ben Acar kökenli Türk değilim, Acara’yım, Gürcü’yüm” dersem, pılımı pırtımı toplar, malımı mülkümü satar Batum’a gider yerleşirim.
Giderken de beni ve atalarımı yüzyıllardır bağrına basan Türk Milletine döner “Size minnettarım, hakkınızı helal edin” der, öyle giderim.
Yediğim içtiğim bu toprakların asil insanlarına zerre kadar zarar vermeden giderim.
Öyle iki yüzlülükle edepsizce yağma yok.

Bir zamanlar Başbakan Erdoğan “Bizden olmak istemeyen, bizi beğenmeyen çeker gider” anlamında bir laf etti.
“Aman onu nasıl söyler” diye kıyamet koparanlar oldu.
Halbuki doğru söyledi, beğenmiyorsam çeker giderim.
Onlar da çekip gitsinler.
Onurlu insan böyle hareket eder.
Ben filanca kökenli Türk değil, örneğin Arnavut’um dersem, Arnavutluk’a gider, yerleşirim.
Alman yurttaşı olan Türk kökenliler “ben Türk kökenli Alman’ım, diyor ve Alman ordusunda askerlik yapıyor.
Alanya’ya yerleşmiş, TC yurttaşı olmuş bir Alman ile tanıştım. “Alman” hitabını kabul etmedi, “Ben Alman kökenliyim ama Alman kökenli bir Türk’üm” dedi.
Doğrusu da budur.

Yiğitler, ekmeğini yediği toprağın ve birlikteliğini kabul ettiği ulusun kılıcını sallar, yiğitlik budur.
Ben Kuzey Irak Kürt Otonom devleti topraklarında Türk Milliyetçiliği yapamam, orası Kürtlerindir.
Kürt de gelip bu Türk yurdunda benim vatanımda Kürt Milliyetçiliği yapamaz.
Ben Gürcüstan’da Abhazya’da Türk Milliyetçiliği yapamam, orası onların ismini taşır, onlarda burada yapamaz, burası TÜRK yurdudur, Türklerin yurdudur, “Türküm” diyebilenlerin yurdudur, kıvırmalı takiyyeci konuşanların yurdu değildir.

Eğer birileri halen bu doğruların dışına çıkmakta direniyor da “benim bu ülkede kendi ırkımı milliyet olarak öne çıkarmama izin vermezseniz yakarım, yıkarım” diyorsa, varsın yaksın, yıksın.
Bizi geçmişte hiç bir güç, hiç bir ızdırap bitiremedi, onlarda bitiremez.
En sonunda arkalarına baktıklarında görecekler ki; bize sadece zarar vermişler, ama yine daha çok kendileri zarar görmüş, bitmiş ve yine kendi ailelerinin daha çok perişan olduklarını göreceklerdir.
Sonra yine Türkler onların ellerinden tutacak.
Bugün bizi arkadan vurup İngilizlerle işbirliği yapan Filistinlilerin, Iraklıların ellerinde tuttuğumuz gibi.
Tarihte hep böyle oldu, yine öyle olur.
Ama gerçekten, bizim bilmediğimiz tarzda bu Kürt kökenli kardeşlerimize olumsuz bir ayrıcalık yapıldıysa, bu duruma da lanet olsun der, bu duruma da isyan ederim.
Her Türk’ün yüreğinde aynı duygu vardır.
Varsa böyle birşey, sadece Kürt kökenli Türkler değil, her kökende Türkler olarak çıkalım, hep beraber protesto edelim, zorla düzelttirelim.

‘ANALAR AĞLAMASIN’MIŞ:
Ayrıca, “analar ağlamasın” diyorlar.
Bu da çok yanlış bir slogan.
Keşke hiç kimse ağlamasa.
Ama gerektiğinde varsın ağlasın.
Ağlamasın diye teslim mi olacağız?
Namusumuzu onlara mı teslim edeceğiz?
O analar bu yiğitleri neden doğurdu?

Her şehit cenazesi gelişinde o günkü iktidara saldırmak da çok haksız ve anlamsız.
Şehit Cenazelerinde devleti temsil eden iktidar temsilcilerini tedirgin etmek, kalabalık arasından hakaretamiz laflar atmak, en azından samimiyetsizlikle tarif edilir.
Böyle haksızlıklar yapanlar, bu sözde siyasilerin, siyasetteki başarısızlıklarını, cenaze töreninde bu mübarek şehidin üzerinden siyaset yapmaya çalışıp, yarattığı boşluğu kapatmak istemesi demektir.
Bu çirkinlikler şehit yakınlarını da çok üzmektedir.
Bu tarz hadiseler, idaresine talip oldukları devletle alay etmektir, küçük düşmektir.
Gerektiğinde şehitler gelecek, maalesef şehadet kime kısmet olduysa o mübarek analar ağlayacaktır.
Çünkü; Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.
Kötü olan ırk değil, ırkçılıktır.
Kendi ırkının en üstün ırk olduğuna inanan geri zekalılar gibi, başkalarını alt ırk olarak görmek kötüdür ve bu azınlık anlayışı her millette vardır.
Türkler hiçbir zaman ırkçılık yapmamış, her ırktan insanları sofrasına buyur etmiştir.
Başbakan değil, eline düşeceğim zalim bir diktatör bile benim Türk Milliyetçiliği duygularımı yüreğimden söküp atamaz.
İnşallah yanlış duymuşumdur.
Kanunla yasaklansa da mütevazi Türk Milliyetçiliği alabildiğine yüreğimizde yaşayacaktır.

Senin soyadın var Doğan, onun soyadı Divan, bu ağaçlar çamgiller soyadını taşıyor.
Peki burada yaşayanların toplum soyadı olmayacak mı?
Ama bu ülkenin doğumunda burada yaşayanlara millet olarak “TÜRK” soyadı konuldu, bunu değiştirmeye kimin gücü yeter?
Sadece geri zekalıların savunduğu ırkçılık lanetlenecektir.
Türk Milliyetçiliği asla lanetlenemez.
Lanetlemeye kalkışanlar lanetlenir.

Türk milleti akıllıdır.
Kimin ne yapmak istediğini tespit eder, birliğinden ve devrimlerinden asla taviz vermez.
Onları tek tek ele alır, zamanı geldiğinde tekrar yerlerine oturtur.
Bütün mukaddesatım gibi eminim ki, aynen böyle olacaktır.

Tarih, Sn. Erdoğan’ın bu büyük ulusa yaptığı katkıları mutlaka yazacaktır.
Ama anlatmak istediği konu belki masumane ve başka anlamda olsa bile, isim sahiplerine danışmadan ve sadece kendi kişisel kararıyla, bir ulusun adıyla milliyetçilik duygusunu ayaklarının altına aldığını söylemiş olmasını, aynı tarih çok daha İRİ PUNTOLARLA yazacaktır.
..
Gerektiğinde;
KÜKREYECEK BU MİLLET, ŞAHLANACAKTIR BU AT,
SÖZ KONUSU TÜRKLÜKSE, GERİSİ TEFERRUAT.
Aptullah Esirci