ASKERİ MAHKEME GASPI İLE FETÖ EMRİ UYGULAYANLAR

Bugünlerde 26.Gnkur.Başkanımız Sayın İlker BAŞBUĞ‘un gündeme getirdiği; 2009 yılındaki kanun değişikliği ile Asker şahısların sivil mahkemelerde yargılanmasının sağlanması ve askeri mahkemelerin yetkilerinin gasp edilmesi konusunda bir kaç cümle edeyim.

Askeri personelin mutlaka yargılanarak bir vesile ile cezalandırılabilmesinin ilk adımı AK Partiden önce 57 nci hükümet döneminde CHP,MHP,ANAP koalisyonunda uyum yasaları kılıfında gündeme alınan “Yeniden Yargılama” yasa teklifi ile gelmiştir. Bu yasanın maksadı bütün askeri şahısları gündemden düşse dahi ileride bir gerekçe ile yargılayabilmenin daha doğrusu cezalandırabilmenin önünü açarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Jandarmanın savaşma ve mücadele etme azim ve iradelerini kırmak ve ülkeyi ele geçirmekti.

Bu maksatla koalisyon hükümeti döneminde yine gece yarısı mecliste görüşmeler yapılırken, konuyu MHP milletvekili arkadaşımız Vedat ÇINAROĞLU‘na izah edip, oyunu anlattım ve kanunun çıkmasını engellemelerini talep ettim. O da gece başka bir arkadaşının konuşma hakkını alarak meclisi aydınlattı ve sakıncalarını izah ederek kanunun çıkmasını engelledi. Konuşma metni halen bendedir. Adalet Bakanı H.Sami TÜRK bu konuda arkadaşımızdan bilgi de talep etmiştir. Yani FETÖ o zamanlarda da bir takım kişileri zaten ele geçirmiş ve böyle bir hamlede bulunmuştu. FETÖ her partide kendine eleman devşirmişti.

Bu yasa ondan sonraki yıllarda birkaç kez daha gündeme geldi ve sonunda çıkartmayı başardılar.. Leyla ZANA’yı gösterip askeri personeli hedefe koydular. Aksi takdirde bir savcılığın hakkında KYO(kovuşturmaya yer olmadığı) kararı verdiği Albay Dursun ÇİÇEK yeniden muhakeme edilemezdi.

2002′den itibaren yani AK Parti iktidara geldikten sonra Ceza hukukundaki yani TCK, Ceza Muhakemeleri Kanunu Yargılama usul ve esasları vs.ile askeri mevzuatta yapılan değişiklikleri ve ayarlamaları tek tek sıralayıp irdeleyince FETÖ’nün ne denli ustaca, ne kadar sabırla, ne kadar kurnazca, ne kadar kin ve nefretle hazırlık yaptığı açıkça görülecek ve sonuç olarak Ergenekon, Balyoz, Amiralllere suikast vb. operasyonların ve akabinde Darbe girişiminin hiç de öyle sır gibi olmadığı, bağıra bağıra ve bir yağlı boya tablo gibi alenen icra edildiği görülecektir.

Bu melunlar yukarıda arz ettiğim hazırlıkları yaparken ne yazık ki; bütün uyarı ve ikazlarımıza rağmen TSK’nın hukukçuları, adli müşavirlikleri, gündemi takip etmeyip, asıl olarak asker şahışların nasıl defterini dürerimle uğraşmışlardır.
Adli müşavirlikler sanki görevlerinin sadece asker personelin aleyhine mütalaa yapmak ve yargılayıp cezalandırmak olduğu duygusu ile hareket etmeye devam etmişlerdir.

Ben bir fert olarak bir milletvekili arkadaşım sayesinde bir yasanın çıkmasını önlerken, adli müşavirlikler Türkiye’yi yıkıma götüren mevzuat değişiklikleri ile neden hiç ilgilenmemişlerdir. Bunlar asla sorgulanmamıştır.

Sayın İlker BAŞBUĞ’un gündeme getirdiği yasa değişikliği çıktığı zaman hedefin önce generaller olmak üzere FETO’cu olmayan bütün asker şahışlar nezdinde TSK ve Türkiye olduğunu bizler görüp dillendirirken asıl görevliler ne yapıyorlardı? …..

Bu tür sakıncalı mevzuat değişiklikleri halen yürürlüktedir.

Askeri hukukçular, kendilerini ATATÜRK’çü ve milli siyasi partiler olarak kabul eden siyasi partiler, düşünce kuruluşları, STK’lar velhasıl kendilerini Türkiye Cumhuriyeti Devletine sadakatle bağlı kabul ve hissedenler;

2002 yılından itibaren çıkartılan yasalar ile yapılan yasa ve diğer mevzuat değişikliklerini üşenmeden, yorulmadan bir bir listeleyip, yansız ve objektif olarak incelesin ve çıkartacakları sonuçları değerlendirsin yeter. Her şey görülecektir… …..

             Av. Kürşat KARACABEY