BAYRAM İSİMLERİNDEKİ RİYAKARLIK, ŞEKER/RAMAZAN – KURBAN/HAC BAYRAMLARI

İslam dünyasında her yerde bizim resmiyette ŞEKER BAYRAMI dediğimiz kutlamalara RAMAZAN BAYRAMI denir. Bizim resmiyette KURBAN BAYRAMI dediğimiz kutlamalara ise HAC BAYRAMI denir.
Ama, bizde kim, nasıl, neden, ne niyetle, neye dayanarak yaptıysa, zamanında takvimlerde ve resmi yazışmalarda ŞEKER ve KURBAN sözcüklerini kayda geçirerek insanları bu sözcükleri konuşmaya yönlendirmişler.
Ramazan ve Hac kelimeleri ibadeti çağrıştırdığı için bu kelimeler öne çıkması gerekirken, et ve şeker mamülleri isim olarak öne çıkıp beyinler, aşırı yenerek zarar görecek şeker ve et yemeklerine yönlendirilmektedir.
Halbuki şekerin hiç bir faydasının olmadığı anlatmıyor, çaya bile şeker koymamaya alıştırmamız gereken çocuklarımızı zehirliyoruz.
günde 1oo gramdan fazla yenen etin nereye gittiğini, ne zararlar verdiğini anlatmıyor, çocuklarımızı da kendimizin yetiştirildiği gibi zavallı yetiştiriyoruz.

NEDEN ŞEKER DEĞİLDE, RAMAZAN BAYRAMI?
Çünkü inananlar için ramazan ayında oruç tutarak ibadet edenlerin, bu ibadetleri sonunda yaptıkları kutlamalara RAMAZAN BAYRAMI denir, doğrusu budur, gayrisi yalandır, yakışıksız yakıştırmadır.
Eğer bayramda şekerli mamüllerin ikram edilmesi geleneği nedeniyle ŞEKER BAYRAMI deniyorsa, Hac ibadeti sonundaki kutlamalarda da aynı mamüller ikram ediliyor, düğünde ve diğer özel kutlamalarda da aynı mamüller ikram ediliyor.
Üstelik ikram edilen şeker mamülleri insan bedenine yarar değil zarar verdiği, bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Belli kültür seviyesine gelen insanlar artık çaylarında bile şeker kullanmamaktadır. “Şeker Bayramı” diyerek halkı bu zehiri kullanmaya yönlendiriyorlar, çocuklarımızı “haydi bayram şekeri toplamaya gidin” diyerek, bu yavruları minik çağlarında bu zehire alıştırıyoruz.
Bu çirkin anlayışın İslam ibadetleriyle yandaş gösterilmesi, günahların en büyüğüdür.
Aslında halkımız kesinlikle RAMAZAN BAYRAMI deyimini kullanıyor.
Öyleyse bir yetkilinin bu işi ele alıp resmiyette de düzeltmesi gerekir.

NEDEN KURBAN DEĞİL DE, H A C BAYRAMI?
Kuran-ı Kerim’e baktığımızda, kurban ile ilgili konulara hac ayetlerinin geçtiği yerlerde değiniliyor.
Hacılar Peygamberimiz’den öncesinden beri, Kâbe’ye gelince orada gelen misafirlerin doyurulması için kurban keserlerdi. İslamdan sonra da bu geleneğin devamı için Hac suresinde ayetler var.
Kuran-ı Kerim bu kültürden bahsediyor.
Kuran’da kurban, hacca gidenler ile ilgilidir, hacca gitmeyenlerin kurban kesmesine gerek yok, zaten kurban bayramı da aslında HAC bayramıdır.
Hacılar toplanıp Kâbe’nin etrafını tavaf edip, kurbanlar keserken biz de buradan, bulunduğumuz yerden onların bu büyük hac bayramına katılmış oluyoruz. Hacılarımızın gelişlerinde onları kalabalık sevenlerle karşılıyoruz.
Kurbanlıkları karşılamaya gitmiyoruz, onları sadece yemek için koşuyor, çıkarımızı düşünüyoruz. Öyleyse bu bayram HAC Bayramıdır.
Ama geçmişte resmileştirilen KURBAN BAYRAMI deyimi, halka dayatılarak, insanımızın dimağında “insanlar hacca ibadete gidip tavaf etmeye başladıkları zaman bizde burada KURBAN kesmemiz gerekir” anlayışı hakim olmaya başlamış, herkes Kuran-ı Kerim’i incelemeksizin “atalarımız öyle söyledi” deyip, gerekmediği, bu konuda dini bir sorumluluğu olmadığı halde, gereksiz büyük masraflarla kurban kesmekte, büyük oranda et zayiatına ve et fiyatlarının, önlenemez artışına neden olmaktadırlar.
Adeta sanki birileri bilerek cahil müslümanları bilinçlendirmek yerine, önüne şeker koyup Ramazan sözcüğünden uzaklaştırıyor.
Sanki birileri et yemek zevkini hatırlatarak bu insanları HAC sözcüğünden uzak tutuyor.
Dünyada, kurban anlayışını bizim kadar gereksiz, zalimane sayıda uygulayan başka hiçbir ülke yok.
Gerekmediği halde kurban kesenler, aslında farkında olmadan ŞAMAN geleneğini uygulamaktadırlar.
Zira şamanlıkta ana ibadet unsuru kurban kesmektir.

Öyleyse KURBAN değil HAC BAYRAMI vardır, ŞEKER değil RAMAZAN BAYRAMI vardır. Aksini iddia etmek, riyakârlıktır.
Geçmişte birileri bilmeyerek, yada art niyetle bu ibareleri koymuş olabilir.
Buradaki yanlışlıkların düzeltilmesi, “ben müslümanım” diyebilen her devlet görevlisinin görevidir, düzeltmediği taktirde, Allah katında sorumlu olduğu gerçeği ortadadır.
Ama atalarımız ne demiş;
YARIM DOKTOR CANDAN EDER,
YARIM İMAM İMANDAN EDER.
Allah bizi bu yarımlardan korusun.
Aptullah Esirci