BİR DOKTORUN KALEMİNDEN

ÇATIŞMA BÖLGESİNDE GÖREVLİ BİR DOKTORUN ANLATTIKLARI ….
Kendilerine AYDIN diyen malum arkadaşlara ulaştırıverin !

İŞTE CİZRE GERÇEĞİ
Güneydoğu’da, Cizre’de değil ama Cizre gibi şehir içinde çatışmaların olduğu, hendek kazılıp özerklik ilan edilen başka bir ilçede halen mecburi hizmet yapan bir doktorum.
İnternette yapılan yorum, paylaşım ve dezenformasyonları hayretle izliyorum.
Hayatında Ankara’nın doğusuna geçmemiş adamlar bir yorumlar yapıyorlar, sanırsın Cizre’de soykırım var.
Hayır, kendi gözümüzle görmesek inanacağız…
Geçen gün acil serviste nöbetteyiz.
Bir çocuk getirdiler, 99 doğumlu.
Polise ateş açmış, çatışmaya girmiş, yaralanmış. Yakınları duyup gelmiş, hastane karıştı.
Maskesini, silahını getirmemişler tabi, ama pantolonunu kesiyoruz yaraya müdahale etmek için, pantolon cebinde kalaşnikof şarjörü var!..
Neyse ilk müdahaleyi yaptık, il merkezine yolladık.
Şimdi bu çocuk polis vurunca gerilla diyorlar, vurulunca masum sivil.
Ölürse de, devlet katliam yapiyür…
E utanın be, 99 doğumlu çocuğun eline kalaşnikof verirken iyiydi de, çocuk vurulunca mı kötü oldu?
Gelelim esas bu entryi yazma sebebime, diyorlar ki “orada yaralılar var, devlet neden ambulans yollamıyor?”
Bu soru taraflı ve dezenformatif bir soru ama yine de cevap vereyim;
1) Öncelikle ambulanslar tank değil, mahallenin girişine kazılan hendekleri aşacak,
sokaklardaki barikatları yıkıp geçecek hali yok.
2) Çatışmalar halen devam ediyor. Ambulans tank değil demiştim, bizim de başımızda miğfer, üzerimizde kurşun geçirmez çelik yelek yok.
Dünyanın hiçbir yerinde sivil sağlık ekipleri çatışmanın ortasına girip kendi hayatını tehlikeye atarak yaralıya müdahale etmez.
3) Çatışma devam ederken, yollarda patlamamış mayınlar, tuzaklar varken, polis “geçemezsin” der, göndermez.
Ambulans komuta kontrol “gidemezsin” der, göndermez.
4) O mahallenin sicili bozuksa,
yakın zamanda orada ambulanslara silahlı-molotoflu saldırılar olduysa,
yanlış ihbar yapıp ambulansa saldırılıyorsa,
var olan üç ambulansın ikisi zaten orada pert oldu ise,
ambulans komuta kontrol amiri “falanca sokağa/mahalleye durum normale dönene kadar girilmeyecek” der ve konu orada kapanır.
Ha dersin ki, doğum yapan gebenin ne suçu var?
Bir suçu yok, yanan ambulanstan canını zor kurtaran personelin suçunun olmadığı gibi.
Ki içinde gebe varken bile, o ambulansa ateş açılıyor…
5) Bu mevzulardan ötürü personel tamamen bireysel olarak belli yerlere gitmek,
belli sokaklara girmek istemeyebilir,
hadi gidelim dersin, ambulans şoförü “lan zaten üç kuruş maaş alıyoruz, ben o sokağa girmem, isterlerse kovsunlar,
bana bir şey olursa sen mi bakıcan benim çocuklarıma?!” der.
Bir şey diyemezsin…
6) Ekip içinde güvensizlik olabilir.
Bizim hastanedeki 4 ambulans şoföründen biri pkk sempatizanı mesela, bunu da gizleme gereği bile duymuyor.
112 kıyafeti üzerinde bulunan türk bayrağını sökmüş falan.
Daha geçen sene bile bu adam, “hoca kafamı bozma seni örgüte veririm haa” deyip gülüyordu.
Diğer şoförler olursa bir sorunum yok ama ben bu adamla değil çatışma bölgesine ambulansla gitmek, bakkala gofret almaya bile gitmem.
7) Sürekli polisin askerin kafasını karıştırmak için yanlış ihbarlar yapılıyor.
Oralara giderken eskortluk eden polise saldırılıyor.
Bir yerde çatışma varken şaşırtma amaçlı başka yerden olay ihbarı geliyor.
8) Bir de son olarak, normal zamanlarda hastaneye ambulans ile gelmeyen hastalar da ambulans çağırıyor.
Adamın evde hastası var, normal zamanda kendi arabasıyla, dolmuşla, taksiyle hastaneye gelebilirken sokaklar karışınca dolmuşlar, taksiler çalışmıyor, kimse kendi arabasıyla sokağa çıkmak istemiyor.
Sokağa çıkma yasağı varsa zaten istese de çıkamıyor. Ortalık karışınca normal zamanda alınan çağrı sayısının en az 4-5 katı kadar çağrı geliyor.
“çocuğun 40 derece ateşi çıktı” diye ambulans istenebiliyor mesela, alın getirin hastaneye de diyemiyorsun.
Öyle olunca ambulanslar her çağrıya yetişemiyor.
Tabi bütün bunlardan ötürü devleti, polisi, hastaneyi, ambulansı suçlayabilirsiniz ama; o hendekleri kazanların,
o barikatları kuranların,
yollara mayınları döşeyenlerin,
ambulans çağırıp yakanların hiç suçu yokmuş gibi davranmayın…
Bir de unutmadan, 99 doğumlu çocukların eline kalaşnikof ya da roketatar verip, el yapımı patlayıcı yapmayı, mayınlı tuzak kurmayı falan öğretip sokaklara salmak hangi barış güvercininin fikri idi?..
İMZA; mecburi istikamet