BUNUN NERESİ YENİ ULAN

Eskiden daha “yeni” idik…

“Demir var” diye bize ıspanak yedirdiler… “Demirin eksik, yemen lazım” diye anneler bizi on sene ellerinde ıspanak tabağı ile kovalayıp kovalayıp yedirdiler ki…
Açıklandı:
Ispanakta demir yok…”
*
Güneşte yanmak cildi güzelleştirir” diye diye…
Kapkara birer surat, ortada dönen iki beyaz delik ile döndüklerinde -iş yerlerinde kimse kimsenin poposunu görmese bile-
herkes asıl kalçalarının nasıl güzel bronzlaştığını düşünürdü…
Sağlık ve güzellikti kızarmak…
Açıklandı ki:
Güneşe yatan buruşuyor…
*
Tereyağını yasakladı doktorlar…
Ölümcüldü…
Şimdi; yemezsen ölüyorsun
*
Derken; ölümcül kolesterolün iyisi çıktı…
O eski “göbek eritme hareketlerini” de yapmayın zaten, göbeğinizi daha büyütüyor…
*
Bak ortak; şimdi sana “Yeni Türkiye” diyorlar ya…
Palavra…
Sakın inanma…
*
Sokaklar; tesettürlere bürünmüş 14’üncü yüzyıl Osmanlısı, gözünü bir kapat aç şehrin otobüs duraklarında, altı asır geri gidersin…
Devlet protokolüne dön bak;
Muhteşem Yüzyılın saray kadınları daha zarif, daha görgülü, daha modern, daha zevkli bunların yanında…
Üniversitelerin çıkış saatinde git kapıda dur biraz; manga manga Orta Çağ’dan çıkıp geliyorlar,
Orta Çağ’a gidiyorlar gibi…
Orta öğrenimdeki eğitim döndü geriye;
imam okulları, badem bıyıklı okul müdürleri ile gittin taa 1600’lere…
Çarşıda pazarda kalite ölçüsüne bakacaksın;
TSE yerine; “helal” ile “haram”dır artık…
Devlet şekli; teokrasi…
Referans; İslam…
İster halifelik de, ister sultanlık…
Vezir atandı mesela…
Araplara benzedi Türkiye…
*
Sorabilirsin bence:
Bunun neresi yeni ulan?…
Bekir Coşkun