GERÇEKLER PEŞİNİZDE

GERÇEKLER PEŞİNİZİ BIRAKMAZ (1)

Bu yazdıklarıma “YALAN” diyecek bir kişi arıyorum!
Amacım kimseyi üzmek, kırmak değil. Fakat kimsenin de Türk Milletini aldatmasına izin verilmemeli.
Bir hırsızın Türk Milletine namus satmaya kalkması, terör örgütü ile iltisaklı kişilerin ve FETÖ-Menzil gibi demokrasi düşmanları ile beraber olanların, Cumhuriyetimizin kurucularına düşman olup her gün küfredenlerin
Türk Milletinin önüne DOĞRU insanlar gibi çıkmaları kabul edilemez.

Bugün yazacağım dört şahıs, T.C Devletini birlikte yönetiyor. Geri kalan her makamdaki sivil-resmi bürokratlar bunların emireri konumunda!
Türk Devletinin geleceğini belirleyen toplantılara CB adına bu üç atanmış memur katılıyor, Türk Milletinin kaderini belirleyecek anlaşmalara imza atıyor. Bunları Türk Milletinin iyi tanıması gerek. Biz bildiklerimizi açıkça yazalım, kararı sizler verin! Bunlar YAMUK kişiler mi, yoksa DOĞRU kişiler mi?

Erdoğan;
1994 İstanbul Belediye Başkanı seçimi öncesi “Bakın, elimde gördüğünüz şu nişan yüzüğüm var ya, işte tüm servetim bu! Bir gün duyarsanız ki, Tayyip zengin olmuş, bilin ki haram yemişim!”

2001 yılında AKP kurulurken Rahmi Koç şunları söyledi; “Tayyip Bey’in 1 Milyar dolar parası olduğunu duyuyoruz. Nasıl biriktirdi ise!”
Erdoğan, iddia sahibi Rahmi Koç’u mahkemeye vermedi ve
“Hayır yalan, benim böyle bir param yok” demedi.

Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Anatoly Antonov düzenlediği basın toplantısında “IŞİD’ın kaçak petrolünü Erdoğan ailesi satıyor. Elimizde uydu görüntüleri var” diye tüm olayı dünyaya duyurdu! Anatoly Antonov daha sonra Putin tarafından terfi ettirilerek Rusya’nın Washington Büyükelçisi yapıldı!

ABD Temsilciler Meclisi, Erdoğan’ın Türkiye dışındaki mal varlığının bulunması için, komisyon kurulması konusunda 435 üyenin 413’ünün oyu ile karar aldı!
Erdoğan; “Benim böyle bir malım yok. Müddei, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür” diyemedi!

Oktay;
CB Yardımcısı. T.C Devletinin iki numaralı yöneticisi!
Türk Devletinin en yetkin karar vericilerinden olan bu şahsın geçmişinde bulunduğu iki görev, bize kişi hakkında bir kanaat sahibi olmamızı sağlar.
YİMPAŞ; (Yozgat İhtiyaç Maddeleri Pazarlama Anonim Şirketi-Holding)
Bu şirket için başta dönemin Refah Partili Milletvekilleri, Belediye Başkanları Avrupa’da Türk İşçilerinden para topladılar. Şirket battı, dolandırılan Yimpaş Mağdurları hala paralarını geri alamadılar. AKP, meclis çoğunluğuna dayanarak Yimpaş yöneticilerin kurtaracak bir yasa çıkarttı.
CB Yardımcısı Oktay, hortumcu Yimpaş’ta yaklaşık 2 yıl Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı yaptı. Hem de eski FETÖ’cu Reşat Petek ile birlikte…

Türk Telekom;
Türk Milletinin AKP eliyle soyulması olayının adıdır Telekom!
Türk Milletinin milyarlarca doları, Erdoğan’ın dostu Lübnanlı Hariri Ailesine peşkeş çekilmiş, sonunda Türk Telekom bankaların eline düşmüştür.
Zarar Türk Milletinin sırtına kalmıştır.
Oktay 2016-2018 yılları arasında, Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapmıştır. Oktay bu görevini yaparken, aynı zamanda da Türk Bürokrasisinin en üst makamı olan “Başbakanlık Müsteşarıdır!”
Türk Telekom olayı gelecek iktidar tarafından araştırıldığında, burada görev yapan üst düzey yöneticilerle birlikte Oktay da mutlaka hesap verecektir…

Kalın;
İbrahim Kalın; AKP’nin Büyükelçi sıfatı verdiği kişi, CB Başdanışmanı, CB Sözcüsü, CB Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Başkan Vekili.
Bu dönemin en etkili atanmışıdır. Kamuoyu onu iki olayla tanımıştır.
İlki, çocuklarının okul paralarını AKP’li Abdullah Tivnikli’ye (Becerikli Apo) ödetmesidir.
İkincisi, Erdoğan ile birlikte Erbil’de katıldığı sıra gecesinde, Barzani’ye saz çalıp türkü söylemesidir.
Şahsın neyi çalıp neyi çığırdığı beni ilgilendirmez. Fakat seçilmemiş birinin, üstelik yukarıdaki gibi birinin, Türk Milletinin geleceğini belirleyecek resmi toplantılara katılması beni çok ilgilendirir. Son olarak bu kişi, Türk-Yunan İstikşafi görüşmelerine Türkiye adına katılıp, imza attı!

Binlerce yılın imbiğinden süzülüp gelmiş Türk Devlet sisteminin böyle bir olayı kabul etmesi mümkün değildir. Kendi çocuğunun geleceğini düşünmeyen biri, Türk Devletin geleceğini mi düşünecek?

Altun;
Fahrettin Altun; Almanya doğumlu, Davutoğlu’nun ekibinden, CB İletişim Başkanı.
Eşinin ve kendisinin birkaç yerden maaş alması, önce inkar etmesi, sonradan fazladan aldığı maaşlarla hayır yaptığını söylemesi, evini yanındaki Vakıf arazini sahiplenmesi, kendisini korunması gereken önemli biri gibi görmesi, evinin resmini çeken gazetecileri mahkemeye vermesi bu kişinin henüz olgunlaşmadığının, ham olduğunun ispatıdır.
Bu kişinin Türk Devletinin tepesinde “karar verici” olarak bulunması kabul edilemez…

Bu seriye yarın devam edeceğiz.
Yine mahkemelere gidecekler! Halbuki, bir kerecik olsun “Onurlu davranıp” bizimle TV’de medeni bir şekilde tartışmayı deneseler, ne güzel olur?
Hadi biriniz bu kişilere yürek yedirsin de, biraz cesaret gelse ödlek yüreklere…

Sağlık ve başarı dileklerimle

            Rifat Serdaroğlu

KAYNAK: www.rifatserdaroglu.net