GÜNAHSIZ POLİSE HAKARET SLOGANI

Taksim direnişi masum bir hareketti. Burada bazı günahsız gençlerimiz haksız yere hırpalandı. Bu hırpalanış direnişçileri de büyüttü, direnişi de büyüttü, amaçları da büyüttü.
Olaylar bilindiği gibi bu noktalara kadar geldi.
Birileri “almadım” dese de çok iyi ders aldılar çok.
Bu olaylar sırasında bazı polis mensupları da ileri gitmiş olabilir.
Onlar için gereği ne ise ilgililer tarafından yapılır.
“Onlar gereğini yapmaz, ben yapacağım” diyemezsiniz.
Fakat bazı yollar üzerine 1980 öncesi gibi genelleştirerek “KÂTİL POLİS” “FAŞİST POLİS” gibi çok haksız hakaretamiz satırlar yazılmış.
Bunu yazanlar yurtsever olamaz, devrimci olamaz, hangi inançtan olursa olsun dindar olamaz, ateist olamaz.
Bunu yazanlar ya düşmandır yada hastadır.
Bunu yazan kişi yarın başına bir belâ geldiğinde ilk arayacağı kişi yine o polis olacaktır.
Teröristin karşısına geçip gerekirse canını verecek, bizim canımızı kollayacaktır.
Olağanüstü durumlarda, savaş halinde askerin yanında savaşacak canını feda edecek olan polistir.
Onlar yüce Türk Milletinin medarı iftiharıdırlar.
Tıpkı düşmana göğsünü geren askerlerimiz gibi kutsal bir görev ifa ediyorlar.
Mezarlıklarda şehit bayraklarının altını okuyun, bir çoğunun mezar taşında “POLİS” yazar.
Onlar şehit oldu, biz rahat uyuyup yaşıyoruz, o şehitler sayesinde yaşıyoruz.
O sokağa yazılan hakaret sloganı, orada yatan mübarek şehitlerimize bile hakarettir.
Bu protestocuların direnişçilerin arasında yüzlerce asker ve polis çocukları da var, polis önyargıyla kötüyse onların çocukları da kötü, bu ikilem niye?
Yanına bir de “HÜKÜMET İSTİFA” ve “KURABİYE TAYYİP” yazmışlar. İkinci söz övgü değil mi?
Allah aşkına kurabiye kadar tatlıysa, git yüzüne söyle.

Aldığı emri yerine getiren yada haddini aşan bir Polise kızıp, bütün Polis camiasını suçlayıcı o satırları yazanlar, kendilerini inkâr edercesine ihanetin içindeler. Çok yanlış.
(AbdEsi)