PAPA HAZRETLERİNİN IRAK ZİYARET

Baktım bizim yerli ve gizli selefilere.. Papanın Bağdat’ta alâ-i vâlâ ile karşılanmasına gücenmişler.

İŞİD/DAEŞ, Kaide, BokoHaram, Şebab gibi örgütlerin en büyük hedefleri Haristiyanlar ile Müslümanlar arasında bir savaş çıkartmak ve bu savaşı Allah’ın inayeti ile kazanıp Amerika/Haçlı ordularını yenmek ve akabinde de İslam dünyasını Kur’an ve sünnet ile yönetmek yani şeriat (İslam devleti) kurmaktı.

Bu küresel cihatçı kardeşlerimiz; Evangelistlerin (Evanjel: resmi/kanonik incillere verilen isim. İncilciler demek canım. Kur’ancılar gibi…) Tanrı’yı kıyamete zorlamak için Armegedon savaşı çıkarma gayretlerinin İslamî izdüşümü..

Çünkü onların kutsal kitabı da böyle bir savaştan sonra yeryüzünün bin yıl barışla idare edileceğini, kurtla kuzunun sarmaş-dolaş, beraber kardeş kardeş yaşayacağını vaad ediyor.

Pek tabii bu ziyaret tarihi biraz manidar.

Papa Şam-Irak İslam devleti (DAEŞ) koalisyon birlikleri (siz onu modern Haçlı ordusu olarak okuyun) tarafından tam olarak yenildikten sonra Bağdat’a gitti.

“Selamün aleyküm” diyerek. Mealen: “Savaşı biz kazandık şimdi selama/barışa geçebiliriz artık.”Sadece İngilizler bu İslam devletini/halifeliği yıkabilmek için Güney Kıbrıs’tan kaldırdıkları Kraliyet hava kuvvetleri uçaklarıyla tam 5000 sorti yaptı.

Ama hakkını yemeyelim. Bu DAEŞ ile en ciddi askeri mücadeleyi bizim devletimiz/ordumuz verdi. En çok da şehit biz verdik.

Hala da İŞİD tehlikesi bertaraf edilmiş değil. Türkiye’den binlerce genç İŞİD saflarında savaşmak için Suriye’ye gitmişti. Kimisi oralarda kim vurduya gitti. Kimileri de geri döndü. Malumunuz Emniyet güçlerimiz her Allah‘ın günü bunlara operasyon çekmekte, üçer beşer bunları toplamaktadır.

Allah bunlara fırsat vermesin. Hepimizi tavuk gibi keserler. Malımızı ganimet, karımızı kızımızı da cariye yaparlar.

Umarım şeriat (islami düzen), hilafet (krallık), İslam devleti isteyenler, Anayasamızdaki “laiklik maddesi kaldırılsın” diyen Boynukalın efendilerin biraz gözü açılmıştır.

Yani İŞİD’e değil modern dünyanın (Batı aleminin) İslam Âleminin dahi tahammülü yoktur.

Pek tabii bizim nadanlar hemen sazan gibi hoplayacaklar. “İŞİD’i Mossad kurdurdu” vb. gibi komplo teorilerini sıralamaya.  Ya da “onların şeriatları islami değildi, Kur’an’a aykırıydı” filan gibi martavallar okumaya.

Bu fakir der ki: Bırakalım artık bu din mezhep savaşlarını.

Hristiyanlarla da, Yahudilerle de, Budistlerle de, Deistlerle de, Ateistlerle de konuşalım, tanışalım.

Herkes dinini, inancını özgürce yaşasın. Herkesin dini anlayışı kendisine.

Vallahi din için, mezhep için savaşmaya değmez.

Yok İsa göğe çıktı çıkmadı, anasını kim hamile bıraktı?

Nuh’un gemisi Cudi’ye mi indi, Ağrı dağına mı?

Yok Adem’in yaratıldığı toprak kılçıklı mıydı, kılçıksız mıydı?

Savaşacak isek; adalet, hürriyet, barış, demokrasi, insan hakları, çevrecilik için savaşalım. Hırsızlığı, zulmü, fitneyi (dinsel baskıyı) durdurmak için.

Artık şu “İslam devleti filan kuracağız, dünyayı fethedeceğiz” gibi ütopyaları terk edelim.

“Kudüs’ü kurtaracağız da orayı adaletle dolduracağız” naralarını atıp tutmayı bırakın.

Kendi ülkelerinizi barışla, adaletle, hukukla yönetmeyi becerin ilk önce.

Her Allah’ın günü binlerce göçmen İslam dünyasından Avrupa’ya, Amerika’ya sizin tabirinizle haçlı memleketlerine /gavurlara kaçıyor.

Neden acaba bir düşünün.?

Y o r u m l a r                  :

===============

TC Mustafa Zor

Sadettin hocam , yazdıklarına harfiyen ve sonuna kadar katılıyorum..
Ben Konu dışında şunu belirteyim.. Almanya pandemiye rağmen. Otomobilde, kimya’da, tıbbi cihaz üretiminde, ilaç ve aşıda, telekominikasyonda, gemi ve ağır vasıta üretiminde , gıda ve güvenliğinde , yazılım ve programcılıkta , silah sanaiyinde patent ve standart koyma’da önümüzdeki 10-12 yıl planlanmış durumda.
Neyin , hangi senenin diliminde üretime geçeceği belli sayın hocam. Ortadoğu ve şark toplumları enerjilerini ve zamanlarının çoğunu.
Uğraş alanları ve planları olarak Uhrevi dünya ile ilgiliyken..
Batı bu vaziyetiyle yaşadığı güne ve zaman dilimine odaklı. Seçim toplumların kendi tercihi.

Hakan Keskin

Devletimizin, emniyet güçlerimizin ve ordumuzun IŞİD ile mücadele ettiğine inanmanıza şaşırdım.
Vaktiyle, Tansu Çiller başbakanlığı zamanı, Hizbullah diye devlet destekli örgüt vardı.
Emniyetin sonradan yaptığı sözde IŞİD operasyonları bana bu Hizbullah’ın canlı yayınlanan villa operasyonu ile günah çıkartmasını hatırlatıyor.
Ayrıca dinlerin birbirlerini yok etmeye çalışması da gayet normal zira hepsi yayılmacı.  Kendilerine inanmayan insanları “doğru yola” çağırmak, bu çağrıya uymayanları ise yok etmek gibi bir ideolojileri var.

Mustafa Bayram

Ama Allah cihadı emretmiyor mu?
Sana tabi oluncaya kadar savaş demiyor mu?
Sahi Allah neden kullarının birbirini kırmasına fırsat veriyor?
Ya da gönderdiği peygamberler ile barış yerine savaş istiyor?
Bütün inananların ibadetini kabul etse, “yeter ki siz barış içinde yaşayın” dese şanından eksilme mi olurdu?