RAHİP(!) BRUNSON KİMDİR?

Rahip(!!) BRUNSON Kimmiş?;

Daha öncesinde, ABD “Özel Kuvvetleri” mensubu imiş. Sonra oradan rahipliğe geçiş yapmış. Bu “rahiplik” işi, bir nevi “tebdil-i kıyâfet” ; yâni, asıl işinin “maskesi”… Rahiplik’ten başka, her işi yapmış.
HTS Kayıtlarına göre, Güneydoğu Bölgemiz’de ayak basmadığı yer kalmamış. Sâdece SURUÇ’ta, cep telefonundan alınan sinyal sayısı, ( 1306 ). SURUÇ’ta ( 50 ) kişinin öldüğü bombalı saldırıdan önce, orada ( 750.000 ) Dolar dağıttığı tesbit edilmiş. HDP’liler’in organize ettiği gösteriler esnâsında patlayan o bomba ile, her nasılsa, bir tane bile HDP’li ölmemiş ve yaralanmamış… Ölenler, Anadolu’nun muhtelif yerlerinden ayartılıp gönderilen “göstericiler”…!
O bölgede muhtelif yerlerde kiliseler açarak, Evangelist ( bir nevi Haçlı Siyonizmi + Yahudi Siyonizmi ) propagandalar ile, bölge insanını “dönüştürmeye” çalışmış. Bu kiliseleri kurarken, bölgedeki FETÖCÜ bürokratlardan, büyük destek almış.
İZMİR’de bulunduğu sırada FETÖ’nün EGE BÖLGESİ İMAMI ile “kanka” olmuş. Kiliseleri de onun desteği ile açmış.
İZMİR ve MUĞLA’daki bütün akaryakıt istasyonlarının coğrafî konumlarını, kapasitelerini, birbirlerine olan mesâfelerini, çevrelerindeki köylerde yaşayan insanların sosyal ve dinî yapılarını ( alevî-sünnî olup olmadıklarını ve hangi partiye yakınlık duyduklarını ), bu istasyonlardaki personel sayılarını ve parti sempatilerini…Ayrıca, bu bölgedeki bütün DDY istasyonlarını, konumlarını, kapasitelerini, yükleme-boşaltmaya uygun olup olmadıklarını ve bu tip ekipmanlara sâhip olup olmadıklarını,…Trenlerin makinistlerinin siyâsî görüşlerini, mezheplerini…
Evet, Rahibimiz bütün bu bilgileri büyük bir fedâkârlık ve itinâ ile derlemiş, toplamış. Peki, bir “din adamı” ( ?!!! ) için, akaryakıt ve tren istasyonları ve hatta, karayollarının “teknik durumu” ne ifâde eder, ne işine yarar..?
Bütün bu bilgiler, bir “din adamının” işine hiç yaramaz, amma, “TÜRKİYE’yi İŞGAL ETME” planları yapan bir Devletin, çok işine yarar.
Kıymetli dostlarım ve kardeşlerim, sırası geldikçe hep söylüyorum, 15/16 Temmuz 2016 gecesinde yapılan, aslında daha öncekiler gibi ve klasik bir darbe teşebbüsü değildi kat’iyyen. O gece, TÜRKİYE “işgal edilecekti”. Bugüne kadar ortaya çıkan bilgilerin tamamı, böyle bir planı isbât ediyor.
Şimdi burada, bu “rahip” kılıklı casusun, ABD için ehemmiyyeti ve kıymeti tam olarak ortaya çıkıyor. Şu düşünülebilir : “Yahu tek bir insan için, ABD niye TÜRKİYE ile ilişkilerini bozuyor, hatta, tehdit ediyor?”
Şunun için : ABD’nin, dünyanın her tarafında binlerce “rahip Brunson”ları var. Burada bizim elimizdeki Rahip Brunson’a bu derece sâhip çıkmak sûretiyle, öteki ajanlarına da “merak etmeyin, size verdiğimiz görevleri cesâretle yapmaya devam edin. Görüyorsunuz, her ân sizin arkanızdayız, eğer yakalanırsanız biliniz ki sizi muhakkak sûrette kurtarırız.” mesajını vermiş oluyorlar.
İkinci olarak, şu sorulabilir : “Yahu bu adam – ve benzerleri – TÜRKİYE’de cirit atmışlar, her haltı karıştırmışlar…! Bizim İstihbârât Teşkilâtımız görmemiş mi bunları, ne yapmış, uyumuş mu..?!”
Kıymetli dostlarım ve kardeşlerim, öncelikle şunu arzedeyim ; bu kurumlarımız ile uzak-yakın hiçbir alâkam ve onlar hakkında bilgim yok. Ancak, kamuoyuna âkseden bilgiler var ;bu bilgilerden istifâde ile söylüyorum : İstihbârât Teşkilâtımız da “FETÖ İfsâdı”ndan etkilenmiş. ( İstihbârât Teşkilâtımız derken, sâdece MİT’i kasdetmiyorum ; Polis ve Jandarma İstihbârâtımız’ı da dâhil ediyorum). 15/16 Temmuz’dan önce, TÜRKİYE üzerinde emelleri olan bütün ülkelerin, bu topraklarda çok rahat bir şekilde casusluk fâaliyeti icrâ ettikleri ve bu fâaliyetlerinde, “içerden” çok büyük destek aldıkları anlaşılıyor.
Binâenâleyh, 15/16 Temmuz 2016’dan sonra, diger bütün kurumlarda olduğu gibi, bu teşkilâtlarımızda da gayet dikkatli bir “temizlik” yapıldı, bildiğimiz kadarı ile. Bu teşkilâtlarımıza şu anda artık tam olarak güvenebiliriz. Nitekim, son iki senede içerde ve dışarda yapılan muhteşem operasyonlardan, bu teşkilâtlarımızın çok iyi ve güvenilir bir seviyeye geldiklerini iftihârla görüyoruz……”
Alıntıdır.