TÜRK DİLİNİ YOKEDENLERİN ALÇAKLIĞI

DİLİN ÖNEMİ

“Ülküler, bir yıldıza benzer, belki o yıldızı tutamazsın ama oraya doğru yürürsün” Yahudi atasözü

“Beyaz adam çatal dille konuşur” Kızılderili atasözü

Yumuşak konuş, ama bir sopa taşı” demiş Thedor Rozvelt

Romalılar kuzeydeki Keltler’in ülkesi, bu günkü Fransa’yı işgal ediyor. Jul Sezar, burayı fethediyor ama sonrasında ömür boyu bunların isyanları ile meşgul oluyor. Roma bir türlü rahat edemiyor. “Bunlardan bıktık , usandık, bunlar bir türlü adam olmuyor, Keltkiklerinden bir türlü vaz geçmiyorlar” diyorlar.  Roma‘da senato toplanıyor ve çare arıyorlar. Bir tanesi diyor ki; “Gidip hepsini keselim” Olur mu diye itirazlar yükseliyor. İtiraz etmelerinin sebebi merhametlerinden değil “Gücümüz ve zamanımız yetmez” diye itiraz ediyorlar. Pratik olmadığı için yapmıyorlar. “Askeri açıdan sürekli işgal altında tutalım” teklifi de rağbet görmeyince , bir senatör yeni bir teklifte bulunuyor ve diyor ki, “Onları Latince yokuşuna sürelim, Latince bilmeyen adam değildir diye propaganda yapalım, Eğitim dilini Latince yapalım. Sonra bunlar dilini unutur. Dili giderse her şeyi gider. Bir nesil sonra bunlar Latin tavşanlar olurlar“. Bu teklif çok mantıklı bulunuyor. Öyle ya çok pratik. “Bunları kesersek , köleliğimizi, hamallığımızı yapacak adam kalmaz. Enayi miyiz! Bunları evcil Latince tavşanlar yaparız, olur biter” Nitekim bir nesil sonra bitiyor.

Osmanlı aydınları, kendi aralarında Fransızca konuşmaya başlayınca daha 1860’larda , buraya gelen bir Japon memleketine bir rapor yazmış. Raporda demiş ki;”Bunlar aralarında Fransızca konuşuyor, bu devlet dağılacak“.

                                   OKTAY SİNANOĞLU: HEDEF TÜRKİYE